4 Aralık 2014 Perşembe

Edip CANSEVER

Edebiyatımızın en önemli şairlerinden Edip Cansever, 8 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Kumkapı Ortaokulu’nu ve İstanbul Erkek Lisesi’ni bitiren Edip Cansever, daha sonra Yüksek Ticaret Okuluna girmiş ancak okulu bitirmemiştir.
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda 2. Yeni hareketi içerisinde yer alan Edip Cansever, eğitim yaşamına tamamlamadan ticarete atılmıştır. 1950 yılında İstanbul- Kapalı Çarşı’da ticaret yapmaya başlayan Cansever, şiiri de bir kenara bırakmamıştır. İlk olarak yazdığı şiirleri 1944 tarihinde “İstanbul” adlı bir dergide yayımlayan Edip Cansever, yine bu yıllarda çeşitli dergilerde şiirlerini yayımlamıştır. 1951 yılında ise Cansever arkadaşları ile birlikte “Nokta” adında bir dergi çıkarır. 1950’’li yıllarda Edip Cansever, farklı bir şiir tarzı ile şiirlerini kaleme almaktadır. Esasen ilk kitabından da kendini belli eden şair ancak daha sonra yarattığı farklılık edebiyat çevreleri tarafından fark edilmeye başlar. Edebiyatımıza tüm geleneklerin de ötesinde yeni bir soluk geliyordu ve bu soluk Edip Cansever tarafından inşa ediliyordu. Cansever, üretken bir şair olarak varlığını koruyordu ancak bu yıllarda şiir hakkındaki fikirlerini yazdığı düzyazılarda da açıklıyordu.
4236_edip-cansever1
1957 yılında “”Yerçekimli Karanfil”” adlı kitabını yayımlayan Edip Cansever, büyük bir beğeni toplar ve bu kitap ile 1958 Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazanır. Kendisinin de içinde bulunduğu 2. Yeni hareketinin karakteristik özelliklerini bu kitaptaki şiirlerde gösteren Edip Cansever, ülkemiz şiirine bambaşka bir tarz getirmiştir. 1976 yılında yine şair için ve edebiyatımız için çok farklı bir noktada duran “Ben Ruhi Bey Nasılım” adlı kitabını yayımlamıştır. Şairin bu kitabı ise 1977 yılında Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü almıştır. Son olarak usta şair, “Yeniden” adı altında tüm şiirlerini bir araya getirir ve bu kitap da 1982’de Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü şairine getirir.
1976 yılına kadar Kapalı Çarşı’daki turistik eşya ve halı ticaretini gerçekleştiren Edip Cansever daha sonra tamamen şiire yönelmiştir. Bodrum’a tatil için giden Edip Cansever, burada beyin kanaması geçirir ve İstanbul’a tedaviye getirilir. Ancak usta şair, 28 Mayıs 1986 yılında yaşama veda eder.

 Edebi Kişiliği
II. Yeni hareketi içerisinde yer alan Edip Cansever, şiirlerinde kapalı diye tabir edilen bir şiir anlayışı içerisindedir. Şiirlerinde bir kişi seçerek onun üzerinden soyutu ve somutu anlatan Cansever, şiirdeki birçok kalıbı yıkarak hareket emiştir. “Masa da Masaymış Ha” adlı şiiri bir nesne üzerinden birçok fikri kapalı bir şekilde kaleme almasının en büyük örneklerinden biridir. Şair, söz konusu şiirde bir masa ve bu masaya konulan nesneler üzerinden birçok dünya görüşünü, yaşayış biçimini, fikri muazzam bir ustalıkla kaleme almıştır. Bunun yanı sıra Edip Cansever, herhangi bir nesneyi şiirine dekor oluşturarak hareket etmeyi amaçlamıştır. Çünkü şaire göre insanlar ile nesneler arasında büyük bir bağ vardır. Yine Edip Cansever’in şiirinde tiyatro da büyük yer tutmaktadır.
Şiirlerinde tiyatro diyalogları özellikle de Klasik Yunan üslubu tiyatro diyalogları şairin şiirlerinde sık rastlanan bir durumdur. Edip Cansever, şiiri bir uğraş olarak görmekten çok bir yaşam biçim olarak yaşamıştır.
Öyle ki Cemal Süreya, Edip Cansever için yazdığı bu şiirde onun şiire olan tutkusunu açıkça dile getirmiştir:
“Yeşil ipek gömleğinin yakası
Büyük zamana düşer.
Her şeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever.”
Cemal Süreya
Eserleri
• *İkindi Üstü
• *Yerçekimi Karanfil
• *Çağrılmayan Yakup
• *Umutsuzlar Parkı
• *Petrol
• *Tragedyalar
• *Sonrası Kalır
• *Yeniden
• *Oteller Kenti
• *Ben Ruhi Bey Nasılım?
• *Nerde Antigone

Şiirlerinden Dizeler
"hadi anlat deseler anlatamam
bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi..."

"hava soğudu -kasımın son günleri-
kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum... "

"kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da. herkes biraz var o kadar..."

"biz aykırıya, ayrıntıya, ayrıksıya, azınlığa tutkunuz..."

"Bir taş atarsın, taş nereye düşerse 
Mutlaka bir köşebaşıdır
Çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır..."

""eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-

aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı

bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar." 

"çünkü sen, sen benim sevmemin başlangıcısın olsa olsa..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder